3 Şubat 2016 Çarşamba

filler ve angutlar




Karanlık bir avlu fiyaskosu
kendimi hunharca yarabilirim dikizlerken dişi kalabalıkları 
haddinden fazla büyükse ellerim daha da deşebilirim 
parmaklarım daha uzun kulaklarımdan çünkü
ama dev değilim  cüssem kalın 
bu nasıl bir hor görme biçimi izah edemiyorum
veyahut filler ölür
ben sıyrılırım ölümden


evvel saman içinde  hep oysa
ne yuvarlak bir masa ne aşağılık bir çay bardağı
kırmızı başlığım yok başım sağ 
sağ olan hiçlik veryansını
sevgilim sevgilim her daim sevgilim
küstahlık kabul etmez tanrı sen bağışla sevişimi
dedim ya nasıl mahcubum eğik hatlarına
apayrı benzetişler bunlar
nehirleri yağmurdan korusam başka üzülür filler
bağırsam kuduracak duvarlar
bağırırsam çarşı karışır
bağırmasam ağzım hapşırır 


sakın suretime alınıp kahrolayım deme 
tırnakların kadar keskin gözleri fillerin
ürkütme ama tarazla
ha gayret  
terk edilince yalnızca  angutlar ölür 








temmuz-ağustos 2015


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Mağara