17 Şubat 2014 Pazartesi

Tanrıya iftira




deli kahkahalar fışkırdı azgın boğazımdan
ama hiç kimse çaba sarf etmedi
anlamak için beni
pes etmedim
sabrettim
günlerce sakalımı sıvazladım ıslak parmaklarımla
gene de hiç kimseyi o ilk ayet gibi etkilemedi yazdıklarım
ve kıskanç dilleriyle ergen dediler kelimelerime
oysa  saçları çoktan yaşlanmıştı günahlarımın
farkındaydım
çünkü sûratımda babamın avuç izleri gizleniyordu
işte tanrının tam da bu yüzden anlamaya ihtiyacı vardı
beni


taraklı ağrılarım ağır geliyor sözlerime
pişmanlık kan boyu
haykıramıyorum
tanrıyı bu kadar utandıracak ne yaptım
neden elleri bu kadar uzakta tanrının
hiçbir izahı yok
evet hangi kadının göğüslerine çarptıysa ellerim
gözlerimi biraz daha kanlı gördüm
ama bu kader değil
yazgımın namussuzluğuydu bedenime
anladım ki haykırmak tanrıya karşı
aşağılanmakmış
bu yüzden sımsıkı sıktım yumruğumu
tanrının adını çekip attım dişlerimin arasından
bir daha aldanmasın diye dilimin astarı


şimdi aynı anda dudaklarımın günahı için
gümüş bir hançeri
ve çirkinliğim için
uzun saçlı bir aynayı bileyliyorum
hadi bakalım
varsın herkes iftira atsın
kimse umurumda değil
nasılsa bu günah ikimizin:
ve tanrı
ve ben










 Harun AKTAŞ