26 Mart 2013 Salı

Sansürsiyon



        Sizden rica ediyorum yormayın beni.Eve gidip düşününce o gün çok abarttığımı ben de anladım. Ama rahat olun o halimi pazarda bıraktım sizin için. Fakat bu hiç konuşmayacağım anlamına gelmez. Mümkünü yok susturamazsınız. Meydanı size bırakacak değildim ya!.. Hey Arkadaki şaklabanlar! Öküzün trene baktığı gibi melül melül bakmayın öyle suratıma.Bir şey anlatıyoruz burada.Dinlemeyecekseniz hiç vakit kaybetmeden çıkıp gidin, uğraşamam sizinle.

        Hah, şöyle adam gibi durun. Hadi dinlemek istemediniz, 'mış' gibi yapın bari de dikkat çekmeyesiniz Onu bile beceremediniz ya daha ne diyeyim. Beceriksizler. Neyse bunlar derin mevzular,vaktimiz elverdiğince değinmeye çalışırız.Hiç endişeniz olmasın bu konuda. Hiç okuma zahmetinde de bulunmuyor bu öküzler. Cancağızım size değil. Onlara dedim. Neden öküz diyemeyecekmişim söyler misiniz? Çok mu kaba oluyorum böyle? İnanın ne düşündüğünüz umurumda bile değil. Özür dilerim,özür dilerim. Ama hak edene hakkettiği kelimeyi kullanmamın neresi kaba. Kaldı ki o kadar da ağır bir kelime değil. Alt tarafı ÖKÜZ! Bas bir sesle söylememi ister misiniz,yoksa bu kadarı kâfi mi?


           İyi ki beni yormayın dedim.Onu geçtim,moralim bozuk dedim,dedim de dedim. Tansiyonum mu çıktı ne. Ne diyordum? Buraya gelmeden önce dışarı çıkıp biraz dolaşmak istedim. Ne gördüm dersiniz? Kendini bir halt zanneden bir şair grubunu. Şiir yazmayı beceremiyor olabilirim.Böyle bir yeteneğim de yok zaten.Ama hangi şiirin iyi veya kötü olduğunu şüphesiz hemen anlarım.Bu da doğuştan bana bahşedilmiş bir lütuf olsa gerek. Bir görseydiniz onları. İnanır mısınız,ya da inanmayın böyle şeylere.Sadece dinleyin yeter. O mezkur şair grubu var ya, birbirlerine şiir yazıp okuyorlardı. Şiirlerde şiir olsa hani. Merak edip okudum şiirleri tabii. Fakat okuduklarımın şiir değil de birkaç söz yığınından ibaret olduğunu nasıl söyleyebilirdim ki. İnanmazlar zaten,çünkü onlar ŞAİR’dir. Ama nereden bilecekler, şair olmadan şair egosuna kapılanlar olduğunu. Memlekette yığınla var bunlardan. Sokak başı rastlarsınız. Yüreğine sağlık canım. Seni alnından öpüyorum.Hatta bazıları kendini kaptırıp,kalemine kurban olayım diyen bile var.Bu kadarına kalsa iyi.Bu şiiri bana ödünç verebilir misin bu gece( ne yapacaksa artık)?Immm Nefis… vesaire vesaire,diyen okurlar da cabası. İçinizden şiir karalayan var mı bilemiyorum. Vardır muhakkak. Memlekette her üç kişiden dördü şair ne de olsa. Tuhaf olan ne biliyor musunuz, bu sözü söyleyen de bir şairdi. Kim olduğunu sanırım anladınız. Evet,yine de sizi tenzih etmiyorum bu konuda,sadece üzerinize alınmayın diyebilirim. Düşünün bu söylediklerimi biraz. Hayır efendim, düşüncesizsiniz demiyorum.Düşünün dedim sadece. Tövbe tövbe. Allah aşkına duygu sömürüsünden vazgeçin,sizi bilmez miyim.


     Hey size söylüyorum: hiç inandırıcı değilsiniz. Belki de (emin değilim) biraz sonra saygı duymam gerektiğini söyleyeceksiniz bu mezkur şairlere, kim bilir? Yok yok tamamen öyle düşünüyorsunuz, gözlerinizden okuyabiliyorum.Ne de olsa kadim bir sanatı icra ediyorlar ve sırf bunun için bile onlara saygı duyulmalı…gibi ucuz fikirlere beni ikna edemezsiniz. Asla! Sadece hakaret etmek zorunda olmadığımın farkındayım, o kadar. Kaldı ki hakaret değil bu. Onların yazdıkları beni ilgilendirmiyor mu dediniz? Bunu duymamış olayım. En doğal hakkım.Okurlar hakkındaki görüşlerimin ise arkasındayım.Son tahlilde. Bakıyorum da konu şiir olunca nasıl da uslu uslu dinliyorsunuz. Hey şiir, sen nelere kadirsin! Alkışlamanıza ihtiyacım yok.Gerçekleri su üstüne çıkarıyorum. Biraz korkuyorum diyebilirim yine de.Niçin olacak, bunları deşifre ettiğim için. Eğer başıma bir hâl gelirse,bilin ki bunları söylediğim için gelmiştir. Ama korkunun ecele faydası yok, diye bir söz var yanlış hatırlamıyorsam. Biraz bu sözün hatırı için istifra ettim. Ayrıca daha ne kadar içime atabilirdim ki...Neye olacak,yabancı var mı diye ona bakıyorum. Siz şimdi onları kıskandığım için bu sözleri söylediğimi düşüneceksiniz. Hiç çekinmenize gerek yok, açık açık söyleyebilirsiniz.Zaten hep öyle olmadı mı? Siz düşünedururken bir konuya daha parmak basmakta fayda var.Evet yerinde bir eleştiri yapmanıza rağmen,senin onu kıskandığın için öyle bir eleştiri yaptığını hayasızca söylerler. Size bir soru: neden (bazı)şairler,ya da yazarlar birbirlerinin yazdıklarını çekemezler? İstisnalar tabii ki kümeye dahil değil. Hiç düşündünüz bunun sebebini? Ben çok düşündüm doğrusun diyen var mı?


       Peki ben, İşin içinden çıkamadığımı söylesem. Çünkü dünyanın,yani şiirin merkezinde sadece O’nlar vardır.Kimseyi kabul etmezler yanlarına. Sürekli beğenilmek isterler. Kazara da olsa onların yazıklarını eleştirmezsiniz.Onlar bu eleştirinin kendilerine yapıldığını zannedip,size düşman kesilirler. Size çok önemli bir itirafta bulunmak istiyorum: yorgunluğum geçti.Anlayacağınız iyi oldu içimdekileri dışa vurmam. Bir kuş misali hafifledim adeta. Ah bu şairlerin gözü kör olsun diyeceğim ama,sonra al başına belayı.Mahkeme salonlarına kadar uzar gider,çünkü hakaret ettiğimi söyleyecekler. Beddua etmek hukukta bir sakınca teşkil ediyor mu, işte onu bilmiyorum. Bu kadar yeter.Asıl konumuza geçelim en iyisi. Bittiğini mi zannettiniz yoksa söyleyeceklerimin. Beni hiç mi hiç tanımamışsınız. Daha hiç başlamadım bile.Sadece başımdan geçen bir havadisi anlattım. Kitaplığınızda, Fareler ve İnsanlar kitabı bulunur mu bilmiyorum. Kitaplığınız elbette ki vardır,onu sormadım. Daha almadınız değil mi? Size iyi bir haber vereyim o halde: alamayacaksınız o kitabı. İsteseniz de alamayacaksınız. Çünkü yasaklandı. Daha yasaklanmadı mı? Ne yani bir de onu mu bekleyeceğiz? Hadi kitabın isminde fare geçiyor diye yasakladınız (sansürlediniz),peki, Şeker Portakalı’nın nesi var? Adı üstünde şeker gibi kitap. Gel de şimdi anlat bunu büyük ağabeylere ve amcazâdelere. Gülmeyin rica ederim hiç komik değil. Gülün diye de anlatmadım bunları. Okumaktan bahsediyordum ya hani geçenlerde.Siz de okumaktan hoşlanmayız demiştiniz marifetmiş gibi. Hatırladınız mı? Biliyorum biliyorum okumaya başladınız,ama kabul edin ilk zamanlar böyle düşünüyordunuz. Dağıtmayın konuyu. Uğultu çıkmasın lütfen,dikkatim dağılıyor,toparlayamıyorum sonra. Çok mu yoruldunuz? Madem öyle başka sefere o zaman. Hadi dağılalım! Ha unutmadan,geç kalmayın sakın,o da yasak çünkü!..





 Harun Aktaş
  Aralık 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Mağara